Çamlıca Asker Hastanesine, 3 aylık Etimesgut’taki yedek
subay eğitimini bitirdikten sonra kura çekerek 1986 yılının Mayıs ayında
başladım. Çok şanslı olduğumu düşünüyordum. Çünkü Göğüs cerrahisinde aldığım
uzmanlık eğitimini Milli Savunma Bakanlığının bu, özel dal hastanesinde devam
ettirecek beraberinde de askerlik yükümlülüğünü tamamlayacaktım. 100’e yakın
büyük akciğer ameliyatı gerçekleştirdiğim Çamlıca Asker Hastanesi’nden çok
güzel anılarla ayrıldım. Asteğmen Op. Dr. Rıza Doğan, Asteğmen Uz. Dr. Orhan
Arseven, Albay Dr. Muhittin Dölalan, Albay
Op.Dr. Tamer Baltacıoğlu, Albay Dr. Nevzat Kaya, daha sonra Gaziantep
Üniversitesine rektör olan Albay Dr. Erhan Ekinci birlikte çalışma şansı
bulduğum meslektaşlarımdı. 1986 yılında İstanbul’un en ağır kışını Çamlıca’da
askerlik yaparken yaşamıştım. Yağan kar 3 gün okulların kapanmasına sebep
olmuştu.
Çamlıca Askeri Hastanesi’nde bir gün idari nöbetindeyken
vefat etmiş bir generalin cenazesinin bizim hastanenin morguna getirileceği
haberi geldi. Morga yerleştirilmek üzere generalin cenazesi getirilince
Başhekimimiz Op.Dr. Mühittin Kanlıçay Albay bana, “generali morgda güzel bir
yere yatırın” diye tembihledi. Ben de gencim o zamanlar, gayri ihtiyari
tebessüm ettim. Çünkü sonuçta morgdayız. Tamam, ben görevimi yaptım, morgda
üstlerde bir yere yatırdık generali ama ne fark eder ki ha alt çekmece ha üst
çekmece. Morg burası. Önemli olan bedene zarar gelmemesi ve korunarak orada
bekletilmesidir. Tabii, maksat albayın gönlü olsun.
Toprağa gömülenleri pek ilgilendirmeyen ama toprağın
üzerindekileri çok ilgilendiren bir mezarlık kültürü var fark ettiyseniz.
Akrabanızın mezarı daha pahalı bir yerdeyse, mesela deniz kenarındaysa ve daha
süslüyse bu durumun bizimle ilgili olduğunu anlamalıyız. Yani bizim hoşumuza
gidiyor.
Ayrıca bu durum yaşayanların arasındaki bir rekabete de
neden olabiliyor her konuda olduğu gibi. Rekabet hırsı, vefat etmiş
yakınlarımızın üzerinden dahi sürüyor. Bir süre sonra beden çürüdüğü gibi
kemikler de çürüyüp gidiyor. Ama mezara yatırım yapılmışsa o prestij devam
ediyor.
Ta ki bu prestij peşinde koşanların kendileri vefat edene
kadar. Tabii, onların da yakınları bu mezarlık kültürüne meraklıysa bu sefer
kendileri giriyor pahalı mezarlıkların içine.
Daha sonraki terfi döneminde sayın Başhekim Muhittin
Kanlıçay albayımın generalliğe terfi ettiğini öğrendim. Benim morgda iyi bir
yere yatırdığım generalin de bu terfide yardımı olmuştur umarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder