Doçent olana
kadar aklımın bir köşesinde hep göğüs cerrahisiyle alakalı bir kitap hazırlama
fikri vardı. Bu fikrim isteğe dönüşüp artık o yetkinliği de kendimde görünce
harekete geçtim. Uzmanlığımı aldığım dönemde hocalarıma tekliflerde bulunmaya başladım.
Çünkü birilerinin el vermesi gerekiyordu. Kitabın tüm angaryasını ben
üstlenecektim. Buna büyük bir zevkle razıydım. Güzel bir hizmetin hayali bile
heyecanlandırıyorken bu hizmeti başarmak tarif edilemezdi.
Gelgelelim
kimse bu teklife sıcak bakmıyordu. Bir kişiyi bulamadım. Koşmaya hazır bekleyen
atletler gibi birinin işaret fişeğini çakmasını bekliyorum. Ama ses yok. Kitap
için tek gereken zaman ve emekti ama herkes meşguldü ve emek vermeye istek
yoktu. Böyle olunca da bir süreliğine vazgeçmek zorunda kaldım.
Yıl oldu
1999. Profesör oldum. Artık en genç profesördüm. O günlerde Göksel Kalaycı ile
beraber düzenli olarak doçentlik jürilerine katılmak için Ankara’ya gidip
geliyorduk. Yine bir uçak yolculuğumuzda Ankara’ya giderken klasik bir göğüs
cerrahisi kitabı lafı açıldı.
Göğüs
cerrahisi hakkında Türkiye’de kapsamlı bir kitap yoktu. Doktorlar, öğrenciler, asistanlar,
üniversiteler için kaynak olacak, bu alanda bir araştırma yapıldığı zaman en
arka planda ağırlığıyla duracak, kapsamlı bilgileriyle güven veren ‘ben
buradayım’ diyen kitaplardan olacak bir kitabın hazırlanması gerekiyordu.
Oldukça
iddialı ve geniş kapsamlı bir ismi olan Göğüs Cerrahisi kitabını hazırlamayı Prof.
Dr. Göksel Kalaycı’ya Sıhhiye’de Ordu Evi’nin karşısındaki pastanede kahvaltı
yaparken teklif ettim. Memnuniyetle kabul etti. Tabiri caizse açık çek verdi.
Her türlü desteği vereceğini ve her şekilde kendisine danışabileceğimi söyledi.
O gün başlayan kitap yolculuğumuz tam bir yıl sürdü. Bir yılın sonunda Bilmedya
Grup tarafından basılan kitap elimizdeydi.
Türkiye’nin
‘Göğüs Cerrahisi' kitabını hazırlamak için önce bölümümüzle, sonra çevre
üniversitelerle ve daha sonra Türkiye’deki bütün Tıp Fakülteleri ve Eğitim
Araştırma Hastaneleriyle irtibat kurarak görüşmelere başladık. Seferberlik gibi
bir şeydi. Sürekli mektuplar gidip geliyordu. Hangi doktor hangi konuyu
yazacak, kim kiminle yardımlaşacak, hazırlanan konular yeterli mi, daha ne
yapılmalı, vs. gibi görüşmelerle bir yılı tamamladık.
Bu süreçte
herkesi takip ediyor ve herkesle haberleşiyordum. Göksel Kalaycı ile olan
Ankara buluşmalarımızda da kitap iyice belirginleşmişti. Kitap tamamlanınca
ikimiz de 200’şer dolar ortaya koyarak 400 dolar peşinatla 4000 Dolara mal olan
kitabı 2001 yılında bastırdık. Tıp Fakültelerindeki derslere kaynak oluşturacak
bir kitap hazırlayabildiğimiz için ve bu fikri aklımın bir kenarında terk
etmeyip harekete geçebildiğimiz için mutluyum.
2013 yılına
geldiğimizde Prof. Dr. Akın Eraslan Balcı ile gelen talepler doğrultusunda kitabı
güncelledik. Kırmızı Kitap’ın güncellenmiş halini ne yazık ki Göksel Kalaycı hoca
göremedi. İstanbul Çapa’da benim de jürisinde bulunduğum doçentlik sınavı
gününde bir hasta yakını tarafından vurularak hayatını kaybetti. Ruhu şad
olsun.
Ruhu şad olsun. Ellerinize sağlık.
YanıtlaSil