28 Eylül 2018 Cuma

112 Acil



1977 yılında ihtisasa başladığım yıllarda 112 acil diye bir kavram henüz icat edilmemişti. Ama trafikte bugünkü gibi her an ilk yardım müdahalesine ihtiyaç duyuluyordu.
İlk yardımın nasıl yapılacağını bilmeyenler dışında bir de benim gibi doktor olmasına rağmen gerekli ekipmanı olmadığı için yetersiz kalanlar vardı. Bir doktor olarak kaza geçirmiş birisinin yanında resmen kalakalıyorduk.
Bu durumdan kurtulmak  ve her an trafikte hazır olabilmek için Renault 12 markalı arabamın arkasındaki ilkyardım çantasına önce küçük bir dikiş seti ekledim. Böylece bir nebze de olsa kaza geçirmiş birisine müdahalede bulunabilecektim.
Zaman geçtikçe bunun da yetersiz kalacağını düşünerek cut-down, trakeostomi ve kapalı drenaj setine kadar uzanan bir acil torbası(bohçası) oluşturdum. Yavaş yavaş arabam ambulans olma yolunda ilerlerken arabanın arkasındaki bohça tam bir ameliyat seti olacakken hevesim kursağımda kaldı ve bu sevdadan vazgeçtim çünkü arabam ambulans değildi ve arabanın arkasında bavul konacak yer kalmamıştı.
Eminim o yıllarda benim gibi birçok doktor bu hislerle arabasını ambulansa çevirme girişiminde bulunmuştur. Şimdi yine belki arabalarımızda bir şeyler bulundurabiliriz ama eskisi gibi değiliz artık.
Ambulanslar kaza yerine 3-5 dakikalık bir sürede geliyor. Tabii bu sefer de bir İstanbul klasiği olan trafik probleminin getirdiği engeller var. Bu yüzden de yolda olan ambulanslar yaralılara yetişemeden bazen çok geç kalmış olabiliyorlar.
Mustafa Yüksel